20 Ağustos 2008 Çarşamba

Acil ilaçlar

FENOTİAZİNLER Klorpromazin
BENZODİAZEPİNLER Diazepam Midazolam
DİÜRETİK İLAÇLAR Furosemid




2. Fenotiazinler
a. Klorpromazin ( largactil amp 25mg/5 ml - 100 mg tb )

Haloperidol gibi akut konfüze hastalarda kullanılabilir. Belirgin sedatif etkileri nedeniyle anesteziklerin etkilerini güçlendirir. Hafif antikolinerjik etkisinden ötürü ektrapiramidal etkiler daha ılımlıdır. a-adrenerjik blokaj vazodilatasyon sonucu hipotansiyona neden olur. Santral ısı kontrol mekanizmaları etkilenir, titreme cevabı azalır. Nöroleptik malign sendrom bildirilmiştir.

Endikasyonları, dozaj ve uygulama

Premedikasyonda ve minör girişimlerde anksiyeteyi azaltmak için kullanılır. Litik kokteyli (20 ml distile su içinde 50 mg klorpromazin, 50 mg prometazin ve 100 mg petidin) oluşturan ilaçlardan biridir ve yavaş iv uygulama önerilir.

Psikiyatride, tedaviye yanıt vermeyen şiddetli kusmalarda, hıçkırıkta, dayanılmayan ağrılarda narkotiklerle birlikte kullanılır.

Klorpromazin oral, im ve iv kullanılır. Ağızdan uygulamada etkisi ortalama 3 saatte başlar. Ajitasyon tedavisinde 25 mg im / iv kullanılması önerirlir.

Önlemler

Klorpromazin; sedatif, hipnotik ve anesteziklerle ve kan basıncını düşüren ilaçlarla birlikte kullanılırken dikkatli olunmalı. Alfa adrenoseptör blok gücü sırasıyla droperidol, triflupromazin, klorpromazin, flufenazin ve haloperidol, klozapin ve pimozit şeklindedir. Şoktaki hastalarda kullanımı tehlikelidir. Karaciğer hastalığında, lökopeni ya da kemik iliği depresyonu eğilimi olanlarda yüksek dozlar ve uzun süreli kullanılmamalıdır.

Ayaktan gelen hastalarda postural hipotansiyon ya da baş dönmesi olabileceğinden herhangi bir araç kullanmaması önerilmelidir. Tek başına kullanıldığında yüksek dozlar daha iyi tolere edilmektedir. Eğer diğer depresanlarla birlikte kullanıma bağlı dolaşım kollapsı oluşursa semptomatik tedavi yapılmalıdır.



1.BENZODİAZEPİNLER

Benzodiazepinler (BDZ), nöral transmisyonda inhibitör rol oynayan GABA etkilerini arttırırlar. MSS’de yaygın olarak bulunan nöronlardan snaptik aralığa GABA serbestleştiğinde, postsnaptik membranda glikoprotein yapısında sinaptik geçişi inhibe eden reseptörlerin aktive olmasıyla ve reseptör proteinindeki konformasyonel değişiklik sonucu Cl iyonlarına karşı geçirgenlik ve postsnaptik hücrelere iyon girişinin artmasına, hücrelerin hiperpolarizasyonuna ve eksitatör sitimuluslara karşı daha az reaksiyon verilmesine neden olurlar. GABA-erjik snaptik fonksiyonun depresyonu ise hipereksitasyon, konvülsiyon ve ölümle sonuçlanır.

Farmokokinetik

Tüm BDZ’ler lipofiliktirler, bolus iv dozu takiben hızla kan beyin bariyerini geçerler. Diazepam ve midazolam gibi daha fazla lipofilik olanlar, lorazepam, ve klordiazepoksit gibi daha az lipofilik olanlardan daha hızlı etki ederler. Sedasyon ve anksiyoliz çabuk başlarsa da, hipnotik etki diğer iv indüksiyon ajanlarından farklı olarak bir kol-beyin dolaşım süresi içinde olmaz. Beyinde ve beyin omurilik sıvısında (BOS) birikme gözlenmez, plazma ve BOS’deki yarılanma ömrü aynıdır, tekrar dağılım (redistrübisyon) ve hepatik metabolizma BOS’den eliminasyonu etkiler. Etki süresi grup üyeleri arasında farklıdır; diazepamın uyku oluşturma etkisi hızla sonlandığı halde yarılanma ömrü 20-60 saattir.

Bütün BDZ’ler plazma albuminine ortalama %40 oranında bağlanır. Renal ve hepatik hastalığı olanlarda, malnütrisyonda, hipoalbüminemide ilacın serbest fraksiyonu artacağından klinik etki artar bu nedenle bu durumlarda ilaç dozunun azaltılması gerekir.

İntravenöz uygulamayı takiben önce damardan zengin beyin, karaciğer, böbrekler ve kalbe (santral kompartmana), daha sonra kas ve yağ dokusuna (periferik kompartmana) dağılır. Eliminasyon hepatik biyotransformasyona bağlıdır. Gastrointestinal yolla ve safra ile atılım sonucu, ince barsaklardan tekrar emilerek, ilk enjeksiyondan 4-6 saat sonra ikinci bir pik etki oluşur ve tekrar sedasyon gelişebilir. Hepatik biyotransfomasyon iki fazda oluşur. Oksidasyon (Faz I) endoplazmik retikulumda P-450 ile, glukronid konjugasyon (Faz II) sitoplazmada gerçekleşir. Faz I reaksiyonları; yaş, karaciğer hastalığı ve ilaçlardan (simetidin, östrojen) etkilenir.

Midazolam gibi yüksek ekstraksiyon hızı olanlar hepatik kan akımı değişikliklerinden daha çok etkilenirler. Metabolitlerin hipnotik aktivitesi olması, desmetildiazepam da olduğu gibi uzun süren tedavilerde önemlidir. Birikim ve yavaş eliminasyon yaşlılarda uzun süren sersemliğe sebep olur. Böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını bozmazlar, tek doz BDZ enzim indüksiyonu yapmaz.

Farmakodinamik

Benzodiazepinler MSS’de; serebral kortekste çok yoğun olup, daha az limbik yapı, serebellar korteks, talamus ve hipotalamusta, en az da beyin sapı ve spinal korddaki reseptör bölgelerini etkilerler. Beyaz cevher ise BDZ bağlanma bölgesi içermez. BDZ’ler GABA salgılayan internöronların inhibitör etkisini potansiyalize ederler. İyon kanallarında protein kompleksi şeklinde bulunan GABA reseptörlerinden GABA-A alt tipi BDZ, alkol ve barbütüratlar için bağlanma bölgeleri içerir. GABA-A reseptörleriyle birleşen klor kanalları 5 alt birimden ibarettir. BDZ reseptörleri muhtemelen alfa alt birimde yer alır. Üç BDZ reseptörü belirlenmiştir; BDZ-1 sedatif-hipnotik, BDZ-2 antikonvulsan ve BDZ-3 ise GABA-A klor kanal kompleksiyle ilgisi yoktur, beyinde daha periferde yer alırlar ve sedatif etkisi yoktur. Santral BDZ reseptörlerinde agonist etki direkt olarak klor kanallarını etkilemez, GABA’ya cevabı arttırır. Bu da BDZ’lerin yüksek terapötik indeksini açıklar, aktiviteleri GABA’nın maksimum cevabıyla sınırlıdır. GABA-BDZ reseptör kompleksine bağlanabilen BDZ olmayan barbitüratlar, zolpidem ve zopiclone gibi birçok başka sedatif ilaç bilinmektedir; .

Nörolojik etkileri

Merkezi sinir sisteminde doz bağımlı depresyon yapar, seçilen doza ve preperata bağlı olarak günlük sedasyondan, genel anesteziye kadar farklı etki oluştururlar.
BDZ’ler düşük dozlarda, anksiyolitik ve antikonvülsandır.
Plazma konsatrasyonu arttıkca sedatif ve amneik etki oluşur.
Uzun kullanımdan sonra tolerans gelişir, alkol ile çapraz tolerans vardır.
Aminofilin antagonist etki gösterir.
İntravenöz verildiklerinde anterograt amnezi yaparlar; 10 mg diazepam ya da 5 mg midazolam kısa fakat, çok yoğun amnezi oluştururlar, lorazepamın amnestik etkisi daha geç sonlanır. Amnestik etki hoş olmayan girişimlerin hatırlanmasını önlediğinden önemli olup, en belirgin midazolamla gözlenir. Oral ve im uygulamalarda amnezi belirgin değildir.

Tüm BDZ’ler antikonvulsan etkiye sahiptirler, farklılık ilacın farklı BDZ reseptörlerine afinitesine bağlıdır.

Hipnotik etki, en çok gece uykusuzluklarının tedavisinde klinik olarak kullanılır, etkili dozlarda REM uyku dönemini kısaltır ve yavaş dalga uyku dönemini uzatır. Uzun kullanımda tolerans ve bağımlılık söz konusudur.

Anestezi indüksiyonu; diazepam, midazolam ve flunitrazepam anestezi indüksiyonunda kullanılırlar, kardiovasküler stabilite sağlamaları avantajsa da, etkilerinin geç başlaması ve uzun sürmesi dezavantajdır.

Kardiovasküler sistem

Kardiyovasküler sistemde (KVS) depresyon oluşturmaz, ancak sistemik vasküler resistansda düşme ve periferik vazodilatasyon sonucu kardiak debide hafif düşme olur. Postural hipotansiyon gelişebilir. Oksijen ihtiyacı düşerken, koroner kan akımı azalır, hafif bir vazodilatatör etki görülebilir. Anksiyolitik ve amnezik özellikleri nedeniyle kardioversiyon da sedasyon için kullanılır

Solunum sistemi

Normal terapötik dozlarda oral kullanımda solunum depresyonu yapmaz, ancak yaşlılarda uyku sırasında hava yolu obstrüksiyonu gelişebilir. İntravenöz uygulamada opioid eklenmesi, enjeksiyon hızı, hastanın fizik durumu gibi nedenler solunum depresyonunu geliştirebilir. Tidal volümdeki hafif düşme, solunum hızı artırılarak kompanze edilir, karbondiokside cevap ihmal edilecek kadar az değişir. Midazolamla iv sedasyon sırasında hastaların oksijen desteğine ve yakın gözleme ihtiyaçları olabilir.

a) Diazepam

Kimyasal yapısı: 7-chloro- 1,3 dihydro-1 methyl-5-phenyl 2H-1,4 benzodiazepin-2-one

Renksiz, kristal bazdır, suda çözülmez, lipid veya organik çözücülerde erir, mol ağırlığı 285 dir, plazma proteinlerine % 98 bağlanır. Diazepamın 5 mg/ml ampulleri pH’sı 6.4-6.9 arasında değişen visköz bir sıvı içinde bulunur. İntravenöz enjeksiyon sıklıkla 7-10 gün içinde enjeksiyon yerinde tromboflebite neden olur. Desmetildiazepam ve oksizepam metabolitlerinin hipnotik etkisi vardır. Hatta desmetildiazepamın etkisi diazepamdan daha uzundur ve birikir.

Sedatif, hipnotik özellikleri yanısıra antikonvülzan ve kas gevşetici etkisi önemlidir. Solunum depresyonu yapmaksızın sorunsuz indüksiyon sağlar, ancak enjeksiyonu ağrılıdır. İntravenöz kullanımda doza bağlı anterograt amnezi yapar. Plasentadan geçer.

Yan etkileri

Uyuşukluk, yorgunluk ve sarhoşluk hissi, bazen görme bozukluğu, baş ağrısı, konuşma bozukluğu, bellek bozukluğu ve agresif davranış şekli oluşturabilir. Fizyolojik bağımlılık, yoksunluk sendromu yapar.

İndüksiyon için 0.3 mg/kg önerilmektedir.10 mg/ 2 ml lik ampülleri vardır.


b) Midazolam (Dormicum, Hypnovel, Versed 5 mg/ml, 5 mg/5 ml, 15 mg/3 ml, 50 mg/10 ml )

İmidazol halkası içeren imidazo benzodiazepin türevidir. 1976’da Fryer ve Walser tarafından sentezlenmiştir.

Kimyasal yapısı:

8-chloro-6(2-fluorophenyl)-1-methyl-4H-imidazo(1,5-a) (1,4) benzodiazepin hidroklorid.

Suda çözülür, tuz halinde hazırlanmıştır, etkisi kısadır. Suda çözülür olmasına rağmen, çözünürlüğü pH’ya bağlıdır. Plazma pH’sında diazepam halkası kapalı olup lipidde çözünürlük artar. Asit pH’da (4) halka açık olup suda çözünürlük bozulur. Asidik solüsyonlarla karıştırılmamalıdır.

Çeşitli solüsyonlar (serum fizyolojik, dekstroz, Ringer laktat) karıştırışabilir. İntravenöz veya infüzyon şeklinde uygulamalarda 1 mg / ml olacak şekilde sulandırılarak hazırlanmalıdır.

Farmokokinetik

Diazepamın yüksek lipid çözülürlüğü, midazolamda serbest fraksiyon artışıyla kompanze olmuştur. Bu iki ilacın benzer dağılım volümü ve etki başlangıcını açıklar. Başlangıç redistrübisyonu (T1/2 a) midazolamda kısa olup hızlı derlenmeyi sağlar.
Kan-beyin bariyerini hızla geçerek 30-100 sn içinde etkisi başlar, 3 dk içinde maksimum etkiye ulaşır. İntramüsküler uygulandığında ilk etki 5 dk’da, maksimum etki 20-30 dk’da oluşur.
Diazepamdan 10 defa hızlı klirense sahip olduğundan, eliminasyon yarı ömrü de belirgin olarak kısadır (1.5-3 saat).
Hepatik biyotransformasyonla yıkılır, metaboliti a-hidroksimidazolamın yarı ömrü 1 saattir, glukronik asitle hızla konjuge olur. İdrarla 24 saat içinde a-hidroksimidazolam olarak atılır. Diğer iki metaboliti idrarla çok az atılır. Plazma klirensi 5.8-9.0 ml/dk/kg dır. Eliminasyon yarı ömrü 2-2.4 saat olup yaşlı ve obezlerde uzar.

Klinik özellikler

Sedatif-hipnotik, anksiyolitik ve antikonvülzan özelliklere sahiptir.
Anterograt amnezi yapar, kas gevşetici etkisi vardır.
Histamin salıverilmesine yol açmaz, venöz irritasyon yapmaz, im enjeksiyonu ağrılı değildir.
Hafif solunum depresyonu oluşturabilir.
0.075 mg/kg iv dozu CO2 cevap eğrisinde hafif depresyon yapar. Periferik dirençte ve kan basıncında hafif düşme yapar.
Plasental bariyeri çok az geçer, gebelerde kullanılabilir. Teratojenik veya karsinojenik etkisi bildirilmemiştir.
Kafa içi basıncını düşürür.


Klinik Kullanımı

Sedasyon

Premedikasyonda 0.07-0.08 mg/kg kullanılır. Endoskopi sırasında bilinçli sedasyon için iv 0.07-0.1 mg/kg önerilir. Yoğun bakımda 0.03-0.2 mg/kg/st devamlı infüzyon şeklinde verilir.

Anestezi indüksiyonu

İndüksiyonda geniş kişisel doz aralığı vardır, özellikle yaş ve birlikte kullanılan ilaçlar kesin doz önerilmesini zorlaştırır. Midazolamın 0.2-0.3 mg/kg dozlarıyla indüksiyon 4-5 mg/kg tiyopentalden daha yavaştır. Premedikasyonda veya indüksiyon başlangıcında genellikle opioid kullanılması tavsiye edilir, bunu takiben gittikçe artan dozlar hasta izlenerek verilir, emirlere cevap verememe indüksiyon sonu olarak kabul edilmelidir. Kirpik refleksi takibi daha büyük doz kullanımına yol açar, yine de endotrakeal entübasyondan önce kontrol edilmelidir.. 0.5 mg/kg’dan daha fazla iv bolus doz tavsiye edilmez, yaşlı ve yüksek riskli olgularda total doz 2-3 mg’ı geçmemelidir. Laringoskopiye kardiovasküler cevabı azaltır. Benzodiazepinlerin diğer indüksiyon ajanlarında olduğu gibi derin biliçsizlik oluşturmama özellikleri kısa girişimlerde tek başına kullanımlarını kısıtlar, benzodiazepinler eğer ağrılı uyaran oluşacaksa bir opioidle ,nitrozoksit veya inhalasyon anesteziği ile kombine edilmelidir.

Anestezi idamesi

Tekrarlanan bolus doz uygulaması kısa işlemler için uygulanabilirse de, infüzyon teknikleri tercih edilmelidir. Hedef plazma düzeyi 300 ng/ml olacak şekilde infüzyon hızı; 0.25 mg/kg bolus enjeksiyonu takiben, 0.165 mg/kg/st ilk 15 dk, 0.125 mg/kg idame olarak ayarlanır. Kişisel farklılıklar veya cerrahi uyaranın şiddeti nedeniyle ihtiyaç belirdiğinde ilave olarak 2.5-5 mg bolus doz geçici olarak hipnotik derinliği arttırır.

Midazolam opioid veya ketamin ile kombine edilmelidir, rejyonal anestezi sırasında tek başına kullanılabilir. Midazolam anestezisinden iyileşme kısmen kullanılan doza kısmen de veriliş süresine bağlıdır. Plazma konsantrasyonu 200 ng/ml olduğunda hasta uyarılabilir, uyanık olması için plazma konsantrasyonunun 75 ng/ml olması gerekir. Uzun süre infüze edildiğinde en önemli dezavantajı derlenmenin uzamasıdır. Cerrahi sonuna doğru dozun azaltılması veya flumazenil kullanılması çözüm olabilir. Midazolam, opioid ve nitroz oksitle kombine edilerek 0.1 mg/kg dozda uygulandığında malign hipertermi şüpheli hastaların major cerrahisinde başarıyla kullanılabilir. Rejyonel anestezi sırasında titre edilen bolus dozu takiben 0.05-0.2 mg/kg/st infüzyon verilebilir, beraberinde oksijen verilmelidir.



DİÜRETİK İLAÇLAR

- İdrar hacmini, daha doğrusu idrar itrah hızını artıran ilaçlara diüretik ilaçlar adı verilir.
- Bu ilaçlar böbreklerde nefronları ve toplayıcı tübülleri etkilemek suretiyle su reabsorbsiyonunu azaltarak, çıkarılan idrarın hacmini artırırlar.
- Çoğu primer olarak sodyum iyonunun, böbrek tübüllerinde reabsorbsiyonunu azaltırlar.
- Diüretiklerin bu etkisine natriüretik etki denir.
- Sonuç olarak, net sodyum ve net su itrahını artırırlar.
- Esas olarak vücuttan sodyum iyonunun atılmasını artırmak için kullanılmaktadır.
- Son amaç, eğer varsa, ödemi ortadan kaldırmaktır.

- Proksimal tübüllerde, sodyum ve suyun %60-70'i reabsorbe edilir.
- Proksimal tübüllerde potasyum reabsorbsiyonu aktif bir proçestir ve potasyum burada tama yakın bir şekilde reabsorbe edilir.
- İdrar içindeki glukozun ve amino asidlerin tümü ile fosfatın büyük kısmıda buradan aktif transportla reabsorbsiyona uğrar.

- Henle kıvrımının inen (ince) kolundan sadece pasif su reabsorbsiyonu olur.
- Henle kıvrımının çıkan kolunun kalın kısmında, lümenden peritübüler aralığa doğru sodyum/potasyum/2-klorür kotransportu olur.
- Sayılan dört iyon aktif transportla reabsorbsiyona uğrarlar.
- Distal tübüller, sodyum reabsorbsiyon kapasitesi çok düşük olan bir nefron bölümüdür.
- Burada sodyum özel kanallar aracılığı ile absorbe olur.

- Diüretik ilaçların nefronun proksimalinde sodyum reabsorbsiyonunu azaltmaları, toplayıcı tübüllere gelen sıvıda sodyum konsantrasyonunu artırır;
- Sonuçta bu kısımdan sodyum reabsorbsiyonu ve bu buna karşılık potasyum kaybı artar.
- Bu olay diüretik ilaçların hipokalemi yapmalarının temelini oluşturur.


DİÜRETİKLERİN ETKİ YERLERİ

Diüretik ilaçlar etki yerlerine göre şöyle sınıflandırılabilirler:

1) Primer etkileri proksimal tübül üzerine olanlar: Karbonik anhidraz inhibitörleri, osmotik etkili diüretikler, ksantin türevleri.
2) Primer etkileri Henle kıvrımı üzerine olanlar (kıvrım diüretikleri): Furosemid, bumetanid, etakrinik asid, civalı diüretikler.
- Bunlar en güçlü diüretiklerdir.
3) Primer etkileri distal tübül üzerine olanlar: Tiazid grubu diüretikler ve tiazid-benzeri diüretikler (Klortalidon, klopamid, mefrusid, metazalon)'dur.
4) Primer etkileri kortikal toplayıcı tübüller üzerine olanlar: Aldosteron antagonistleri (sprinolakton ve kanrenon), triamteren ve amilorid'dir.
- Bunlara potasyum tutucu diüretikler adı verilir.


DİÜRETİKLERİN SINIFLANDIRILMASI

1) Karbonik Anhidraz İnhibitörleri
2) Tiazid Grubu Diüretikler
3) Kıvrım Diüretikleri
4) Potasyum Tutucu Diüretikler
5) Osmotik Diüretikler
________________________________

3 Kıvrım Diüretikleri

FUROSEMİD (Lasix 20 Mg/2 Ml Amp, Desal 20mg/2 Ml Amp, Furomid 20 Mg Amp)

- Bir organik asiddir.
- Kıvrım diüretikleri içinde aşağıdaki üstünlükleri nedeniyle fazla tercih edilen güçlü bir diüretiktir.

1) Doz-cevap eğrisi fazla dik değildir ve kademeli bir diüretik cevap elde edilmesine olanak verir
2) İ.V. veriliş için daha elverişlidir.
3) Daha az ototoksiktir (iç kulak üzerinde).
4) Gerek oral ve gerekse i.v. verilişte daha az gastrointestinal yan tesir yapar.
5) Alkaloz yapma eğilimi daha azdır.

- Primer etki yeri, Henle kıvrımının çıkan kolunun kalın kısmıdır; orada sodyum/potasyum/2-klorür kotransportunu güçlü bir şekilde inhibe eder.
- Diürez oluşmasında furosemidin böbrekte hemodinamik değişikliklere neden olmasının ufak ölçüde de olsa katkısı vardır.
- Böbrek damarlarında vazodilatasyon yapar; bu etki, böbrekte PGE2 sentezini artırmasına bağlıdır.
- İndometasin ve aspirin furosemidin diüretik ve natriüretik etkinliğini azaltırlar.
- Fraksiyonel sodyum itrahını %40'a kadar çıkartabilir.
- Potasyum kaybınıda artırır.

- Belirgin derecede hipovolemi (hacim deplesyonu), dehidratasyon, hiponatremi, hipokalemi ve hipokloremik alkaloz yapabilir.
- Hipovolemi nedeniyle renin-anjiotensin-aldosteron sistemini indirekt olarak aktive eder.
- Furosemid ve benzeri ilaçlar, kalsiyum reabsorbsiyonunu inhibe ederek kalsiyum itrahını belirgin şekilde artırırlar; bu nedenle hiperkalseminin tedavisi için yararlı olabilirler.
- Akut sol kalp yetmezliğinin tedavisinde kullanılabilir.
- Tiazidler gibi antihipertansif etki yapar.
- Başlangıçta esas olarak hipovolemiye ve daha ileri dönemde damar yataklarında gelişen vazodilatasyona bağlıdır.

Farmakokinetik Özellikleri

- Furosemid mide-barsak kanalından yaklaşık %65 oranında absorbe edilir.
- Plazmada %96-98 oranında proteinlere bağlı olarak bulunur.
- Yarısı, değişmeden böbreklerden tübüler salgılanma suretiyle itrah edilir; diüretik etkiden bu fraksiyonun sorumlu olduğu sanılmaktadır.
- Diğer yarısı, karaciğerde metabolize edilerek inaktive edilir.
- Etki i.v. 30 dakikada doruğa çıkar İ.V. verilen furosemidin plazmada yarılanma ömrü 50-60 dakika arasında bulunmuştur.

Kullanılış

- Ağız yolundan, önce tek doz halinde 20-40 mg dozunda verilir.
- Alınan cevaba göre, doz 6-8 saat'lik aralarla artırılır.
- Ödemli hastalarda günlük furosemid dozu, her gün yerine, gün aşırı veya haftada 2-4 gün peşpeşe ve haftanın kalan günlerinde ilacı kesmek suretiyle intermitent bir şekilde uygulanabilir.
- Akut akciğer ödemi veya akut böbrek yetmezliği gibi acil durumlarda i.v. yoldan kullanılır; gerekirse i.m. olarak da verilebilir.

Yan Tesirleri

- Hiponatremi, hipokalemi, hipokloremik alkaloz ve hipotansiyon yapabilir.
- Hiperürisemi, hiperglisemi ve reversibl sağırlık yapabilir.
- Birlikte ototoksik antibiyotikler de kullanılırsa furosemidin bu etkisi daha sık ortaya çıkar.
- Gut ve diyabet olgularında kontrendike dir.
- Sirozlu hastalarda kıvrım diüretikleri hepatik ensefalopati oluşmasını kolaylaştırırlar.

Hiç yorum yok: